Rookieler Sahayı Topla

Rookieler Sahayı Topla

Bir takım, İstanbul Bilgi Üniversitesi Amerikan Futbol Takımı. Ama takım deseniz değil. Bir grup deseniz değil, oluşum deseniz hiç değil. Peki nedir bu Hunters? Hunters gelenektir. Bizden önce gelen abilerimizin yarattığı, bizim devam ettirme şansı yakaladığımız şanlı ve şerefli bir gelenek. Hunters ailedir. Birbirleriyle hiçbir kan bağı olmayan ama zaman içerinde öz kardeş haline gelen, yıllarca yan yana beraber oynayan bir grup insanın olduğu bir aile.

Ne büyük şereftir ki bu ailenin bir ferdi olabildim. Bu konuyla alakalı bütün teşekkürlerimi izninizle en sona bırakmak istiyorum. Üniversite hayatımın ilk gününe götüreceğim sizleri. Oryantasyon günü, yaş günümde eniştemin Amerika’dan yolladığı Raiders formasıyla okula gittim. Amerikan futboluyla alakalı kulaktan dolma bilgi sahibiyim o zamanlar. Birkaç video izlemiştim, filmlerde görmüştüm hep de merak etmiştim ama 3 oyuncu say deseniz sayamazdım. Kampüse girdikten birkaç dakika sonra 2 kişi girdi koluma dediler ki gidiyoruz. Dedim n’oluyor abi birisine benzettiniz herhalde beni. Gel dediler, sen bizlesin. Hunters standının önüne götürdüler beni. O zamanlar sakatlıktan çıkmış eski bir güreşçi olarak 120 kiloyum. Baktılar böyle, dediler ki bu kesin oynar sen seçmelere gel biz seni alıyoruz. Amerikan sevdalısı bir genç olarak bu olay beni çok sevindirse de “Abi böyle forma filan giyiyorum ama hiçbir bilgim yok benim bu spor hakkında” dedim. Onlar da öğrenirsin öğrenirsin hiç merak etme dediler.

1 idman gittim o zamanlar. Baktım filmlerdeki gibi değil oğlum bu adamlar harbiden vuruyorlar birbirlerine. Dedim bana müsaade ben gidiyorum. Hani hayatınızda verdiğiniz bir kararın pişmanlığını yıllarca çekersiniz ya, işte ben de bu kararın pişmanlığını yıllarca çektim, hala da çekiyorum. Hunters yıllarca içimde bir ukde olarak kaldı. Okul hayatım boyunca “Acaba oynasam nasıl olurdu?” demediğim tek bir an bile olmadı. Ama hayatın cilvesi işte. Üniversite 2. sınıf biterken, bir arkadaşım vasıtasıyla aynı bölümde okuduğum Emre’yle yani nam-ı diğer Ruski’yle tanıştım. Hunters’ta oynayan bu güzel kardeşimin beni yüreklendirmesi sayesinde o pişmanlığı bir kenara bırakıp Hunters seçmelerine girip seçildim. İşte üniversite hayatım buradan sonra bambaşka bir hal aldı. Neticede içimde bir ukde olarak kalan Hunters’ın bir üyesiydim artık.

Bunun nasıl bir duygu olduğunu umarım hiçbiriniz bilemezsiniz, içinizde ukde olarak kalmadan halledersiniz her şeyi. Çünkü bu olay bana zamanın asla geri gelmeyeceğini tekrardan bir tokat gibi çarpmış oldu yüzüme. Normalde üniversite spor kulüplerine hazırlık veya birince sınıfta başlanır. Ben aldığım o yanlış karar sonucu 3. Sınıfta yakalamış oldum bu şansı. Ama öyle sandığınız gibi “Şans işte” diyip geçebileceğiniz bir şans değil bu.

Hunters size sorumluluk sahibi olmayı öğretir. Her idmanda yağmur, çamur, kar demeden o sahaya gelen, var gücüyle size her şeyi öğretmeye çalışan, yıllarca şanlı şerefli Hunters formasını en iyi şekilde taşımış “Ben bu idmanı 11 adamla da yaparım” diyen, Şanver abinize, “Ben burada şampiyonluk da gördüm, maçlar da kaybettim” diyen Barış abinize, “Bu spor gönül sporu, oynamak isteyen herkese kapımız açık” diyen Oğuz abinize karşı sorumluluklarınız vardır. Onlar kadar iyi olamayabilirsiniz ama onlardan daha az çabalama şansınız yoktur. Bu sorumluluk sadece koçlarınıza karşı değil, aynı zamanda takım arkadaşlarınıza karşıdır. Almadığımız her sorumluluk sayılara, maç kayıplarına belki de kardeşinizin sakatlığına yol açar. Çünkü şanlı defansımızın playbookunda da yazdığı gibi, en zayıfınız kadar güçlüsünüzdür. Hunters size daha iyi bir insan olma şansı verir. Yere düşen kardeşinizin 4 elle ayağa kaldırmak sizin görevinizdir. Çünkü yarın sizin yerde olmayacağınızın garantisini size kimse veremez. Sevgili kardeşim Hasan Can’ın beni ayağa kaldırması gibi.

Hunters size paylaşmayı öğretir. Kaskınızı Çağrıyla shoulder padinizi Erayla eldiveninizi Ediyle paylaşırsınız. Kardeşlerinizin, abilerinizin yanınızda olduğunu sizi koruyup kolladığını bilmek bu dünyadaki en iyi duygulardan birisidir. Sertaç abiniz gelir yanınıza, Yakup abiniz gelir. Yardıma ihtiyacınız olduğu zaman Ege’den yardım istersiniz. Hunters böyle bir camiadır, başka eşini benzerini bulamazsınız.

Bu sene mezun oluyorum ve Hunters maceram oyuncu olarak bitiyor, artık sadece bir taraftar olmaya hazırlanıyorum. Buradan da 49’a veda etmek istedim. Seninle çok fazla vakit geçiremesek de seni çok seviyorum sevgili 49. Duvarımda asılı olan 49 numara şanlı şerefli kırmızı formamıza gözüm çarptı bu dizeleri yazarken. Hunters işte bu denli bir aidiyettir. Forma numaranıza ettiğiniz veda çocuğunuzdan ayrı düşmeye benzer. Geçmişten bu güne kadar şanlı şerefli formamızı terletmiş bütün abilerimize selam olsun buradan. Gelecekte Hunters ailesine katılacak sevgili kardeşlerim, umarım size var gücüyle her şeyi öğreten Şanver abiniz, Barış abiniz, Oğuz abiniz, sürekli arkanızı kollayan siz düştüğünüzde sizi ayağa kaldıran bir Sertaç abiniz olur. Her saniyenizin kıymetini bilin.

Çünkü; “Rookieler sahayı topla” diye başlayan bu şanlı şerefli maceranız bittiği zaman siz yaptığınız son idmanın aslında maceranızın sonu olduğunu fark etmeyeceksiniz bile. Bugüne kadar beni eğitmeye çalışan bana Hunters formasını veren koçlarıma, hep yanımda olan takım arkadaşlarım kardeşlerim abilerime teşekkürü bir borç bilirim.

5…

4…

3…

2…

1…

Elveda #49.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.