Futbol ekollerinin çıktığı bir ülke sayılamayız. Genelde belli isimlerin benzetmeleri ile tanınmış spor adamlarımızı yüceltiriz. Belli bir kesime göre ”Türk Monchi” olarak tanınan Süleyman Hurma, bu tanınmış spor adamlarının başında geliyor.
90’lı yılların başlarında alt yapı takımlarında antrenörlük yaparak futbol dünyasına giriş yapan Süleyman Hurma, gelirinden memnun olmadığı için başka iş kollarına yönelmeye karar verdi. Bir süre sonra dönemin Trabzonspor başkanı ile bir deplasman maçında yolları kesişen Hurma, yakın çevresinin ona referans olması ile birlikte 28 yaşında Karadeniz ekibinin idari direktörü olmayı başardı. 40’lı yaşlarına kadar Erzurumspor, Samsunspor ve Kayserispor’da da sportif/idari direktörlük görevi gerçekleştirdi. Özellikle Kayserispor yönetiminde bir çok transfer başarısı ile adını Türk spor tarihine kazıyan Hurma, 2016 yılında başka bir rüyanın peşine düştü.
Menajerlik kariyeri boyunca biriktirdiği ve yatırım yaptığı tüm parayı, kendisi için bir hayal olan kulüp sahipliği için harcamaya karar verdi. İlk başlarda Niğde Belediyespor, Tuzlaspor gibi takımlar ile ilgilense bile; tercih ettiği ve anlaştığı takım Karagümrük oldu.
Yıllar önce alt yapı antrenörü olduğu Karagümrük için başkanlık yolunda büyük bir mücadele sergilemesi gerekiyordu. Bırakın kendi sahası olmasını, antrenman tesisi bile olmayan ve bir önceki sene son anda 2. Lig’de kalmayı başaran bir Karagümrük vardı elinde.
Göksel Gümüşdağ ve Fikret Orman’ın kapısına giden Hurma, büyük emekler sonucu Atatürk Olimpiyat tesislerini kullanmayı sağladı. Zorlu bir sezon başlangıcı yaşasa bile, TFF 1. Lig’e tırmanmayı başardı.
Önce kulübün eski oyuncusu Oktay Derelioğlu, sonra Yusuf Şimşek sezonu ilerletti. Ama esas bitirişi, sakatlanarak futbola veda eden Şenol Can ve Erkan Zengin yaptı. Süper Lig girişi yapıldığı zamanda Şenol Can’dan vazgeçilmedi. Tabi bundan sonra yeni bir macera vardı ve bu macerayı yıllarca yürüten “ekol” bir başkana sahiplerdi.
Sezon başında sorulsa, Karagümrük için kurulacak kadro ve başarı olasılığı yüksek ihtimallere sığdırılamazdı. Başkan Süleyman Hurma, lige kattığı yeni İstanbul takımının etkisini tüm transferlere yansıttı. Şehir avantajının yanı sıra, kulübün merkezi konumu ve en önemlisi sorumluluğu olmayan finansal planlamaları yönlendirmek oldu.
TFF 1.Lig’de kurduğu doğru kadroyu, uzun zamandır Süper Lig takımlarının radarında olan yıldız oyuncular ve ligin gediklileri ile renklendirdi. Bütçeyi doğru kullanması önemli değildi. Çünkü bir süre bu sorumluluğa girmeyeceğini biliyordu. Bilinçli ve futbola aç olmasa bile disiplinli sporculara yöneldi.
Lige ateş gibi düşen bir Karagümrük vardı. Neredeyse ilk on haftayı kendi çapında sürklase etti. Tabi ki bir şampiyonluk beklentisi içinde değillerdi ama oynadıkları oyunu ile göz doldurmayı başardılar.
Bilinçli olarak yeni bir ekol geleceğini düşündüren bir takım değil Karagümrük. Ama en azından daha önce farklı sistemler ile çalışan bir başkan ve futbol kültürüyle harmanlanmış bir semte sahipler.
Serüvenin sonu ne olur bilinmez ama Uğur Arslan’ın dediği gibi “Karagümrük Yanıyor”.
1 yorum