Boş Yapma Enstitüsü çatı ismiyle başlayan podcast serüvenimiz, bugün itibarıyla 4.5’uncu yaşını kutluyor.
Aslında bu büyüme serüvenini her yıl dönümünde şarkılarla türkülerle kutlamak isterdik. Ancak podcastler ile büyümek, düşündüğümüz gibi yalnızca yaş almak değil imiş. Bizim büyümemiz de, tıpkı 4.5 yaşındaki bir çocuğun büyüme süreci gibi gerçekleşti. Meşakkati bol, çilesi fazla, ama çok da keyifli anlarla bezeli.
Onlarca farklı formatta yüzlerce bölüm yayımladığımız bu 4.5 yıllık süreç, bizlere çok fazla şey öğretti. Neleri öğrenip, neleri öğrenemediğimize ilerleyen paragraflarda bol bol değineceğim.
İlk Yıl – Fakruzaruret Dönemi
2019 yılında, Türkiye’de podcast diye bir iletişim formunun yeni yeni duyulduğu bir dönemde çalışmalarımıza başladık. İlk programlarımızdaki teknik aksaklıklar, maalesef bugün bile pek çok kez beni utandıracak seviyede. Ancak bu yetersizliğin sebebi de, podcast üretimine başlamamızın ana motivasyonuyla bağlantılıydı. 2019’daki motivasyonumuz, mümkün olduğunca en az maliyetle üretim yapabilmekti. Ve bunu başardık da.
Yıllardır limitsiz muhabbet edebildiğim Ant ile “Haydi hayırlısı!” diyerek cep telefonunun kayıt tuşuna bastığımız o gün; hepimizin hayatını tümüyle değiştirdi. İlk bölümü yayınladıktan hemen sonra aramıza bir programın daha dahil olması ise, günümüzde geleceğimiz noktanın habercisi olmuştu. Neredeyse hiç imkanla birçok farklı formatı deneyebilmiştik. Yalnızca bir yıl içerisinde 10’a yakın format denemesinde bulunmak, tek bir podcast kanalı için epey iddialıydı. Podcast kavramının insanlara o dönemde epey uzak oluşu sayesinde, limitsiz deneme hakkımız olduğunu düşündük. İlk yılımız, emeklemeyi ve yürümeyi çabucak öğrenen ve bunda da ısrarcı olan bebeklerinki gibi geçip gitti.
İlk yılımızın Z raporunu aldığımız bu bölümde, neler yaşadığımızı uzun uzun anlatmıştık. Bu bölümün yayınlanması üzerinden bile 3.5 yıl geçmesi de, yaşlılık hissini hatırlatmıyor değil.
İkinci Yıl – Seri Üretim
İlk yılımızı kutlamamızın hemen ertesinde, tüm Dünya’yı derinden etkileyen pandemi süreci geldi çattı. Bu sürece dek yalnızca üretime odaklanıp, sponsorluğu da bir hayal olarak düşlemekteydik. Çünkü podcastin popüler olduğu yıllara henüz erişememiştik. Pandemiyle birlikte yepyeni içerik üretim kanalları ve iletişim formları hayatımıza girdi. Bizim hayatımıza çoktan girmiş olan podcast ise, artık popüler mecralardan biriydi. Pandemi sürecinde neredeyse her gün içerik yayınlayarak, “zoru başarmak” tanımının içini doldurduk. Bu sayede de, sonraki yıla doğrudan etki edecek sürecin ilk adımlarını attık.
O dönemde tek kanal içerisinde çoklu program formatıyla ilerlemekteydik. Bir kanal içerisinde 10’dan fazla format olması, uzun bir süre kulağa çok hoş gelmekteydi. Ancak içerik skalasının gün geçtikçe genişlemesi, ikinci yılın planlarını da doğrudan etkiledi. 2021’in kış aylarında, podcastimiz artık bir podcast platformuna dönüştü. Bu sayede de, sitenin yan çubuğunda gördüğünüz kanallar ortaya çıktı. İkinci yıla özel yaptığımız bölümümüzde, bu gelişme müjdelendi.
Üçüncü Yıl – Ultra Lüks Formatlar
İkinci yılın geride kalmasıyla birlikte “Ya bu podcast tam olarak n’oluyor?” sorusunu çok daha az duymaya başladık. Israrla tercih ettiğimiz iletişim formumuz, kamuoyu nezdinde önemli ölçüde bilinirlik kazandı. Popüler simaların podcastlere konuk olması ve kendi formatlarını oluşturması da, bu alanın varlığını geniş kitlelere aksettirdi. Pandeminin ilk yılındaki seri üretimler içerisinde birçok farklı konuğu da ağırlama şansına eriştik. O dönemde yakaladığımız sirkülasyon, pandeminin ikinci yılında çok daha büyük boyutlara ulaştı.
İkinci yılda da maddi problemler ve içeriği tanıtmadaki teknik sorunlar devam etti. Ancak yeni formatlarımızdaki konuk skalasının gitgide genişlemesi, çoklu kanala geçtiğimiz bu dönemde de istikrarımızı korumamızı sağladı. İkinci yıl dönümünden hemen önce başlayan Gurmelik Denemeleri, hemen sonrasında ilk bölümünü yayınlayan Chorus ve ilk yılın ardından Boş Yapma’yı şaha kaldıran Kobra Kobra; bizlerin gün aşırı mutlu olabileceği güzel günlerin habercisi oldu. Birbiri ardına gelen önemli konuklar ve kalitesini gün geçtikçe arttıran içerikler, her programın sağlam temellere oturduğunu ve bu temelin sarsılmayacağını gösterdi.
Üçüncü yılımıza doğru emin adımlarla ilerlerken, yeni formatları denemeye devam ettik. Kış aylarında ilk denemelerini yaptığımız Mise-en-scène, ilk yılda yayınladığımız Filmaniac’ın çok daha planlı versiyonu olarak hayatımıza dahil oldu. Aynı dönemde yayın hayatına başlayan Lafazan ise, içerik skalamızın çok daha geniş noktalara varacağını bir kez daha kanıtladı.
2021’in sonlarına doğru, pandemi kavramı yavaş yavaş hayatımızdan çıkmaya başladı. Ancak buna rağmen maddi zorluklar kaldığı yerden devam etmekteydi. İçerik üretmeyi seven bir topluluk olmamız sayesinde tolere edilen bu durum, bazı noktalarda içerik devamlılığının önünü tıkayan unsurların başında gelmekteydi. Buna rağmen takipçilerimiz, her iki üç günde bir Boş Yapma Enstitüsü’nün içerikleriyle buluşmaya devam etti.
Üçüncü yıl dönümümüzde yaptığımız özel bölüm ise, bizlerin üreterek mutlu olduğunu ve dinleyicilerin en küçük reaksiyonunda dahi sevinen insanlar olduğumuzu göstermekteydi. Birçok farklı formatta hedefine ulaşan bir podcast platformu olarak boy gösterdiğimiz bu bölüm; programda yer alan her bir insanın büyük emek sarf ettiğini de kanıtlar nitelikte. Doğum günü pastamızı daha güçlü bir nefesle üflemeyi başarmıştık. Ancak bu yılki özel bölümde de teknik ve maddi kaynaklara dair çokça soru işaretleri bulunmaktaydı.
Dördüncü Yıl – Kaliteye Merhaba
Üçüncü yılın geride kaldığı ve dördüncü yılın başladığı süreçte, programlarda var olan her bir kişinin teknik bilincinin yükseldiğini görmek mümkün. 2019’dan bu yana ilmek ilmek geliştiğimizi görmek ve her yeni programda bu gelişimin izlerine rastlamak; bizlere de yapan ve dinleyen olarak ayrı ayrı mutluluklar sunmaktaydı. Podcast yapmayı adeta kas hafızası haline getirdiğimiz dördüncü yılda, fugamundi’nin büyük desteği sayesinde stüdyo kalitesine kavuştuk. Zihnimizdekileri daha berrak bir sesle dinleyicilerimize ulaştırmak, hem onların hem de bizim sonsuz mutluluğu haline geldi.
21:45 isimli futbol formatımızla ilk stüdyo deneyimimizi yaşadık. Sonraki günlerde birçok farklı formatın yeni bölümü de, stüdyo içerisinde gerçekleşti. Buradan edindiğimiz kalite gereksinimi, online ve ev kayıtlarında da üst seviye mikrofonları tercih etmemizi sağladı. Sponsorluk ve monetization problemleri, “US Only” dışında olmamız sebebiyle o dönemde de çözülememişti. Ancak Berlin’deki bir teknoloji mağazasında, indirimde olması sayesinde keşfettiğim podcast mikrofonu; fiyat performansıyla aşık eden bir ev stüdyosu deneyimini de bizlere yaşatmaya başladı.
Dördüncü yılın nihayete erdiği dönemde, özel bir partiyle kutlama yapmak istemiştik. Çünkü bu tarihin birkaç ay öncesinde Kobra Kobra’nın ilk canlı performansını deneyimlemiş ve bu deneyimin sonucunda da ilk partimizi vermiştik. Fakat 2023’ün Şubat ayı, tüm Türkiye’nin kabuslarına girecek bir olayı beraberinde getirdi. Kahramanmaraş’ta yaşanan ve tüm ülkeyi derinden etkileyen deprem nedeniyle, dördüncü yılımızı anacağımız etkinlikleri tamamen iptal ettik. Sonrasındaki süreçte ise, aklımızda yalnızca tek bir tarih vardı: 14 Mayıs.
Dört Buçukuncu Yıl – Hüzünler ve Yeni Umutlar
Aradan geçen 6 aylık süreçte ise, tüm ülkenin tek bir günün gelmesini beklediği sürece kilitlendik. Seçimlere dair birçok farklı yorum ve tek bir istek, podcastlerimizde dile geldi. Dile gelen görüşlerin büyük bir kısmını, YouTube kanalımızda ve sosyal medya hesaplarımızda bir video ile yeniden kamuoyuna sunduk. Podcastlerimizin potporisi niteliğindeki bu video; Boş Yapma Enstitüsü bünyesinde içerik üreten her bir ferdin, bu ülkeye dair büyük umutları olduğunu göstermişti.
Bu umutların hiçbiri, 14 ve 28 Mayıs’ta karşılık bulamadı. Hedeflerimiz ve hayallerimiz adeta tuzla buz oldu. Ancak geride kalan bu süreçte, içerik üretme motivasyonunu geri kazanmak zorundaydık. Aksi halde nefes alacak başka hiçbir yer bulamayacaktık. Büyük bir kısmı 90’lar jenerasyonundan olan Boş Yapma Enstitüsü podcasterları; her programda değişimi ve iyiyi savunmaya devam ediyor. Gezi’de kolektif şuurun önemini kavrayan bizler, derme çatma imkanlarla başladığımız üretim süreçlerimize dört elle sarılıyoruz. İmkanın olmadığı, sansürün kol gezdiği bu dönemde dahi üretebilmek; bizlerin en önemli gurur kaynağı olmaya devam edecek.
Beşinci Yıla Doğru – Aylin
Dört buçuk yıl içerisinde kat ettiğimiz yolda, podcast kategorilerinin büyük bir kısmında içerik üretmeyi başardık. 850 bölüme yaklaşan içerik skalamızdaki nadir eksiklerden biri de, 2023 yılı içerisinde tamamlanacak. Ülkemizde yakın dönemde varlığını hissettiren ve parmak ısırtan örnekleri de bulunan kurmaca podcast türü; bu yıl itibarıyla Boş Yapma Enstitüsü’nde de kendisine yer bulacak.
2016 yılından itibaren çiziktirdiğim birkaç sayfalık not silsilesi, aradan geçen 7 yıl içerisinde zihnimin derinliklerinde bir dizi fikri olarak yatmaktaydı. Bu fikrin canlandığını görmek için, yıllar sonra yeniden senaryo yazma sürecine giriştim. 2010’lu yılların bizlere getirdiklerini ve bizlerden götürdüklerini ele alan Aylin isimli kurmaca podcast projesi, birkaç ay içerisinde sizlerin de kulağına ulaşacak. Poddy‘nin yüksek katkılarıyla hayata geçmesini planladığımız yeni dizimiz, umarız ki sizlerde de duygusal açıdan karşılık bulur. Ve yine umarız ki biz de bu zorlu sınavın altından kalkarız.
Nedir Bu Podcast?
Dört buçuk yıl önce ilk adımlarını Yan Sekme programıyla attığımız Boş Yapma Enstitüsü, bugün 4.5 yılı geride bıraktı. Adeta elimizde büyüyen bir çocuk gibi sevdiğimiz podcastlerimiz, artık emekleme ve yürüme çabalarını çoktan aştı. Çılgınca koşan, ses çıkarmayı çok seven ve bu konuda epey başarılı olan BYE; beşinci yıla giderken de aynı çocuk enerjisini bünyesinde barındırıyor. Maddi koşulların, ülkenin ve hayatın getirdiği tüm motivasyon problemlerine rağmen içerik üretimimiz sürüyor. Üretim tutkusu ve konuşma sevdamız; 5, 10, 15, hatta 20 yılın bile mümkün olabileceğini bizlere hayal ettiriyor.
Bizlerle birlikte üreten, düşünen, dinleyen, konuşan, yazan, tasarlayan herkeslere sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. İyi ki varsınız! Sizlerle birlikte boş yapmaya devam edeceğiz.